BİRİ, HİÇBİRİ, BİNLERCESİ…

 Ben kimim, ne için buradayım gibi temel varoluşsal sorunları aşmış, “içimdeki bu bir sürü ben’le ne yapacağım” aşamasına geçmiş sevimli ve hınzır Bay Moscarda’nın hayatına hoş geldiniz.

Varlıklı, normal, kendi halinde yaşayan Bay Moscardo bir gün kendisinin aslında diğer kişilerin algıladığı aynı kişi olmadığını, hatta içindeki pek çok Moscardo’yu kendisinin bile tanımadığını fark ediyor. Karısının, kendisi olduğundan emin olmadığı, farklı bir adama aşık olduğunu, kendisinin ise bizzat kendisi ile tanışmadığını düşünüyor. İçinde farklı istekleri, heyecanları, düşünce ve davranışları olan başka başka insanlar yaşıyor ve kahramanımız bu gerçekle ne yapacağını bilemiyor. İşin garibi bu keşfinden çok emin ve diğer insanların nasıl bunun farkına varmadığına, tek bir benleri varmış gibi huzur ve güven içinde yaşadıklarına şaşırıyor.

Bana her bakan dost, arkadaş bende başka birini görüyor, kendi tasarladığı, kendi özel kanalıyla algıladığı birini. Bu durumda ben kimim diyor. Kendine yabancılaşıyor, içimde tanımadığım bir sürü yabancı yaşıyor diye düşünüyor, ki haksız sayılmaz. Bazen neden belli bir şekilde davrandığımıza şaşırırız ya. Sanki içindeki başka biri yaptı onu kaşla göz arasında, sen değil.

Kendisine, yaşamındaki insanlara, paraya, mevkie yabancılaştıkça çılgın davranmaya başlıyor Moscarda. Babasından kalan bankayı satmak istiyor, evi bir fakire bağışlıyor. Herkes malı mülkü satıp dağlara kaçarken ya da dünya turuna çıkarken, o kendi yaptırdığı düşkünler evinde bir odada kendi içine çekiliyor. Sıra dışı ama akıllı bir kişi kahramanımız. Gerçeklik kavramını sürekli sorguluyor. İnsanların gerçeklik dediği ne, kendimizi gerçek sanıyoruz, ama? Bize verilmiş net ve kesin bir gerçeklik yok, ne hissediyorsan o, diyor sonunda. “Var olmak istiyorsak onu biz yaratmalıyız” Kendi gerçekliğini yaratamayanlar- ve kitabın sonunda görüleceği gibi fazla derine inenler- küçülüyor ve yok oluyor. Ama ruhen küçülsek de karakter olarak yücelebiliriz Moscarda gibi. Okuyanı yoran, bazen üzen, bazen kafa karıştıran ama çok saf ve dürüst bir karakter.  Ve maalesef bazen onun gibi hissediyorum.. satacak bir bankam olmasa da, kaçıracak bir aklım var çok şükür.

Yorum bırakın